Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | denize bakan | seaward adj. | ||
They enjoyed the breathtaking view of the seaward horizon. Denize bakan nefes kesici manzarasının tadını çıkardılar. More Sentences |
||||
General | denize bakan | beachside adj. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | arsanın denize bakan tarafı | frontage n. |
General | kıyı yerleşimi veya kıyıdaki tatil merkezinin denize bakan kesimi | seafront n. |
General | denize bakan ev | house facing the sea n. |
Marine | ||
Marine | geminin denize bakan tarafı | seaboard [obsolete] n. |
Geology | ||
Geology | buz sahanlığının denize bakan tarafı | barrier n. |